Ağız kokusu problemi bakım eksikliğinden kaynaklanabileceği gibi birçok farklı sebeple de meydana gelebilir. Diş rahatsızlıkları ve boğaz hastalıkları bunun başında gelir. Bütüncül bir tedavi sistemi ile elde edilecek olan verimlilik çok daha yüksek bir seviyeye çıkacaktır. Diş kontrollerinden sonuç alınmadığı durumlarda KBB uzmanlarına başvurmak daha mantıklı olacaktır.
Boğaz Enfeksiyonu Kaynaklı Kokular
Kişilerin özellikle boğaz enfeksiyonları ve iltihapları sebebi ile ağız kokusu problemi sorunları yaşayabildikleri görülüyor.
- Boğaz kanallarında meydana gelen enfeksiyon ve iltihaplanmalar giderilmeden ağız kokusu sorununun çözülmesi mümkün olmayacaktır. Ekseriyet ile bu sorunun çözümlenmesi için de antibiyotik tedavisinden yardım alınır.
Sigara Kaynaklı Kokular
Sigara kullanan kişilerin ağız kokusu sorunu çekmesi ve bu koku sorunun kalıcı hale gelmesi de sıklıkla rastlanan hususlar arasında bulunuyor. Sigara kaynaklı kokuların minimum seviyeye indirilmesi için bu alışkanlıkların elimine edilmesi gerekir. Özellikle alışkanlıkların bırakılmasından sonra nefes alma aşamasından boğaz enfeksiyonlarına kadar geniş bir etki sahasında düzelme elde edeceksiniz. Sosyal hayatınızda da olumlu katkıları olacaktır.
Tedavi Süreci Nasıl İşler?
Ağız kokusu problemi ve tedavi yöntemi ile alakalı olarak kişilerin özellikle kokunun temel sebebi hakkında fikir sahibi olması gerekir. Boğaz enfeksiyonundan kaynaklanan ağız kokularında boğazda meydana gelen iltihaplanmanın giderilmesi için antibiyotik tedavisi uygulanabilir. Bu antibiyotik tedavisinin sonrasında ağız bakım adımlarının tamamlanması ve kokunun devam edip etmediği incelenmelidir.
Diş sorunlarından kaynaklanan kokularda ise çürüklerin ya da diş köklerinde meydana gelen iltihaplanmaların tedavisinden sonra sonuç alınabilir. KBB uzmanı ve diş hekimi ile iş biriliği içerisinde bu sürecin tamamlanması ve teşhis adımlarının geliştirilmesi gerekir.
Bakım Önerileri
Ağız bakımı konusunda meydana gelen eksiklikler koku gibi sorunların yaşanmasına zemin hazırlar. Bu sorunların ortadan kaldırılması için özellikle en az günde 2 defa gerekli olan diş fırçalama adımlarının tamamlanması gerekir. Diş aralarında kalan kalıntıların ortadan kaldırılması için de ağız çalkalama sularını kullanabilirsiniz. Bakım önerilerine uyulduğu takdirde herhangi bir ekstra sorun bulunmuyorsa ağız kokusu ile mücadelede büyük fark yaratabilirsiniz.
Ağız kokusu nasıl ölçülür?
Ağız kokusu türleri:
Tip 0 Ağız kokusu:Sabahları ortaya çıkan ağız içi mikroorganizmalar tarafından üretilen birikmiş gazlara bağlı ortaya çıkan kokudur. Fizyolojik ağız kokusu da denir. Tedaviye gerek yoktur.
Tip 1 Ağız kokusu:
Dil ve dişlerde protein parçalayan bakteri yoğunluğunun artması sonucu ortaya çıkar. Ağız hijyeni bozuk olanlarda sık görülür. Düzenli dil ve diş fırçalama ve ağız hijyeni ile azalır.
Tip 2 Ağız kokusu:
Sinüsler, geniz eti ve bademcik dokusundaki mikroorganizmalar tarafından salgılanan gazlar sebebiyle ortaya çıkar. Dil sırtına da yayılım olabilir. En sık görülen ağız kokusu türüdür. Kulak burun boğaz doktoru tarafından tedavi edilmelidir. Tekrarlayan bademcik enfeksiyonu, sinüzit, geniz eti en sık sebeplerdir. Çocukluk ağız kokularında en sık görülen türdür.
Tip 3 Ağız kokusu:
Midedeki mikroorganizmaların ürettiği gazların reflü gibi mide yemek borusu geçişinin artması ya da midede çok miktarda üretilmesi gibi sebeplerle ağız içine geçmesi ile algılanır. Süt ve süt ürünlerinin fazla tüketilmesi sıklığını artırır. Mide yanması, kabızlık, şişkinlik varlığında bu tür ağız kokusu ihtimali artar. Yaşlılarda oranı artar.
Tip 4 Ağız kokusu:
Ağızdan algılanan bu koku aslında nefes kokusudur. Akciğerden kaynaklanan bu koku metabolik durumun göstergesidir. Tedavilere cevap vermeyen ağız kokusunda metabolik hastalıkların araştırılması gerekir. Akciğer enfeksiyonları, böbrek yetmezliği, gut hastalığı, gebelik, diyabet örnek verilebilir.
Tip 5 Ağız kokusu:
Psikolojik ağız kokusu da denen bu durumda kişinin ağız kokusu yoktur. Obsesif, duygusal, kırılgan kişilik yapısına sahip kişilerde daha sık görülür.
Ağız kokusu ölçümü;
Ağız kokusu ağız içinde bulunan gazların partikül sayısını ölçmeyei sağlayan Halitometre adı verilen cihazlar yardımıyla ölçülür. Ağız içindeki gazlar bir pipet ile cihaza aktarılır. 3 dakika arayla yapılan 3 ölçüm sonucunun ortalaması alınır.
Ölçüm öncesi hazırlık;
- Ölçüm öncesi 1 saat içinde diş fırçalama yeme içme yapılmamalı.
- Aç olmamalı.
- Ölçüm sırasında ağızda başka koku oluşturma ihtimali olan ürünler kullanılmamalı
- Ölçüm öncesi çay, kahve, sigara ve alkol alınmamalıdır.
Ağız Kokusu Nedir?
Ağız kokusu kişiyi ve yakınlarını rahatsız edecek boyutta olabilir. Bu durum genellikle yetersiz ağız hijyenine bağlı olarak gerçekleşse de kokunun başka nedenleri de olabilmektedir. Bazı durumlarda kişi, yeterli ağız hijyenini sağlamasına rağmen yoğun ve uzun süreli kötü kokudan müzdarip olabilir.
Öncelikle olağan kabul edilen durumları bilmek ve ona göre hangi aşamada tedavi arayışı içine girmemiz gerektiğini belirlemek gerekir. Ağız kokusu hastalık olarak değerlendirilmemektedir. Ancak yine de günlük yaşamı son derece olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle tedavi gerektirir.
Ağız kokusunun fizyolojik ya da patolojik nedenleri olabilir. Akşam yediğimiz yemeklerden ve bu yemeklerin kalıntılarından kaynaklı bakteri üretimi nedeniyle, uyandığımızda hissettiğimiz rahatsız edici bir koku olması doğaldır. Uyandıktan sonra ilk saatlerde hissedilen rahatsız edici koku, uyku esnasında tükürük akışı yavaşladığından ve sindirim kanalında gaz birikmesinden kaynaklı oluşur. Bu durumda kişi, günlük rutininde yer alan sabah ağız temizliğiyle ağız kokusundan kurtulabilir. Ayrıca, kokuya sebep olan besinler tükettiğimizde de kokunun olması normaldir ve bu durum da tedavi gerektirmez. Bu gibi durumlara fizyolojik nedenli ağız kokusu denir. Eğer kişi bu kokudan ağız hijyenini sağladıktan sonra da kurtulamıyorsa burada bir sıkıntı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Diş çürüklerinden ve diş eti hastalıklarından kaynaklı ağız kokusu ise patolojik ağız kokusu olarak değerlendirilebilmektedir ve tedavi gerektirir. Aynı zamanda bazı sistemik ve alerjik hastalıklar da ağız kokusu yapabilir ve tedavi gerektirir. Sistemik rahatsızlıklara örnek olarak akciğer ve karaciğer rahatsızlıklarını ya da sinüzite bağlı hastalıkları düşünebilirsiniz.
Kişi çoğunlukla kendi ağız kokusunu alamaz. Ancak, kişi ağız kokusu olup olmadığını anlaması için kendi kendine uygulayabileceği iki yöntem vardır.
Birinci yöntem olarak; sadece suyla yıkayıp kuruladığınız bileğinizi dilinizle yalamanız ve 15- 20 saniye ardından, kuruduktan sonra koklamanız gerekmektedir. Bu yolla ağız kokunuzu tespit edebilirsiniz. Bu bilinen yönteme ek olarak, bir bardağın içine bolca tükürük bıraktıktan sonra bardağın ağzını bir tabak ile kapatıp beş dakika kadar bekledikten sonra yine bu bardaktan kokuyu alabilirsiniz.
Ağız kokusunun iki çeşidi vardır. Birincisi ağızdan gelen kötü kokudur. İkinci ise halitosis olarak adlandırılan ağzın kapalı olduğu durumlarda bile burundan nefes alıp verme halinde kötü kokunun etrafa yayılmasıdır. Bu durum patolojik nedenlere bağlı ağız kokusunun varlığına işaret etmektedir.
Kişi, ağız kokusu olmadığı halde olduğunu iddia edebilir. Bu durum psikolojik bir durum olarak değerlendirilir. Psikolojinin ağız kokusu üzerindeki bir etkisi ise strese bağlı ağız kuruluğu ve tükürük akışının azalması. Böyle durumlarda da ağız kokusu olası bir sonuçtur.
Ağız Kokusu Tedavisi
Diş taşları da bir diğer ağız kokusu nedenidir. Bu nedenle senede bir kez temizlenmesi önerilir. Düzenli diş muayenesi de bu noktada önemlidir. Her bireyin senede iki kez diş sağlığı kontrolüne gitmesi önerilir.
Kişinin kendi başına uygulayabileceği bazı yöntemler de mevcuttur.
- Şekersiz sakız çiğnemek ağızdaki kokuyu azaltacaktır.
- Bol su tüketiminin yanında sudan zengin meyve ve sebzelerden de yararlanılabilir.
- Probiyotik zengin gıdalar da ağız kokusunu giderme de yardımcı olabilir.
- Çinko içeren gargaralar, antibakteriyel diş macunları, arayüz temizleyicisi, dil temizleyicisi, diş ipi kullanılmalıdır.
- Uzun süre aç kalmamak da ağız kokusunun azalmasında fark yaratacak bir çözümdür.
- Üç ile dört ayda bir diş fırçanızı değiştirmek de büyük önem taşır.